Nefes ve Bio enerji
“Duruşu düzeltmek en büyük amacımız. Doğru duruşu yakaladığınızda, ki bu uzun süreli bir amaçtır, her şeye karşı doğru durmaya başladığınızı, kendi çizginizi yakaladığınızı, tutarlılığınızı oluşturduğunuzu farkedersiniz. Bunun sağladığı güven önünüzde hiçbir engel bırakmaz. Sırt, güç ve hafızanın doğru kullanımını temsil eder. Güçsüz bir sırt, insanı yok edecek sürece sizi sokar. Somut görüntüsü, kireçlenme, ağrılar ve kaymalar; duygu dünyasında ise güvensizliktir. Bu, başka birçok olumsuzluğun da kaynağıdır.”
"Hayatımızı düzgün nefes almanın ne olduğunu bilmeden geçiririz. Ancak hayatta kalmak için refleksi soluklar alıp veririz. Halbuki nefesle aldığımız oksijen bütün vücudumuzun ilacıdır."
Nefes, yaşam demektir. Yeni doğan bir bebeğin ilk yaptığı şey nefes almaktır. İnsan, her şeyden önce doğru nefes alışverişini öğrenmelidir. Doğru nefes alışverişi insanı sağlam bir sinir sistemine, dengeli bir zihne ve huzurlu bir yapıya kavuşturur. Nefes alma, bedenle zihin arasında ve bilinçle bilinçaltı arasında bir köprüdür. Doğru nefes, bedenle zihnin ve bilinçle bilinçaltının uyumunu sağlar.
İnsanın hayatı yaşanan günlerin sayısıyla değil, alıp verilen nefes sayısıyla ölçülür. Bu, bize yavaş ve derin nefesin önemini gösterir. Nefes çok hızlı ve çabuksa ömür çabuk tükenir. Hızlı nefes, ayrıca akciğer ve kalp hastalıklarının işaretçisidir. Birey, doğru ritimde nefes alıp vermeyi öğrenince solumu yavaşlayıp derinleşir. Bu, solunum sistemini güçlendirir, sinir sistemini sakinleştirir ve ihtirasları azaltır. İhtiras ve istekler azaldıkça zihin sakinleşerek özgürleşir ve konsantrasyon için yararlı bir araca dönüşür. Yavaş, derin, düzenli ve doğru nefes alışverişi insanları solunum problemlerinden, öksürükten, astımdan, baş, göz ve kulak ağrılarından ve sinirsel gerginliklerden kurtarabilir.
Nefes aritmik oldukça kalp rahatsız olur, zihin ve sinir sistemi gerilir. Bu da ruhu baskı altında tutarak sıkıntıya sokar. Bunun için insan her şeyden önce nefesini dengeleyerek kontrol altına almalıdır. Zihni bir at arabasına benzetirsek, buradaki 5 at 5 duyuyu temsil eder: Görme, işitme, koklama, dokunma ve tatma. Atları kontrol eden ip ise nefestir. Nefes doğru yönde uygulanırsa istekler kontrol altına alınır ve atlar istenilen yönde gider ve zihin arabası kolay ve rahat kullanılır. Nefes yanlış kullanılıyor ise, istekler güçlenecek, atlar kontrolden çıkacak ve araba sağa sola sallanacaktır. Doğru nefes kullanımı öğrenilip nefes kontrol edildikçe ve zihin huzura daldıkça insan tarif edilemez bir hazza ulaşır.
Doğru ve bilinçli uygulanan nefes egzersizleri, akciğerleri güçlendirerek kapasitesini artırır ve bedenin iç ateşini yükselterek toksinlerin yakılmasına yardım eder. Egzersizler sırasında önce nefes verilir, yani akciğerler tamamen boşaltılır, nefes kısa bir süre tutulduktan sonra nefes alınır. Havanın akciğerlerde tutulması, akciğer peteklerinin açılmasına yardımcı olur. Böylece alınan oksijenden daha fazla yararlanma imkanı elde edilir. Nefesi tutarken basınç arttığından akciğerlerden daha fazla oksijen alınır; kandan akciğerlere daha çok karbondioksit gider ve dışarı atılır.
Yeni doğmuş bir bebeği izlerseniz onun karından nefes alıp verdiğini görürsünüz. Bu en doğru ve doğal nefestir. Zamanla bu doğru nefes unutulur; insan ağzıyla nefes alıp vermeye başlar, nefes alışverişinde akciğerleri tam olarak kullanamaz ve nefesin doğal bioritmi bozulur. Bu tür yanlış nefeste, akciğerlerin yalnız üst kısmı kullanılmakta ve kana daha az miktarda oksijen gitmektedir. Bu bedenin yorgun, cansız ve bitkin olmasına yol açar ve hastalıklara karşı direnci azaltır. Bir çok insanın soluk alışverişi yüzeysel ve çabuk olduğu için akciğerler tam kapasitesiyle kullanılamamaktadır. Yüzeysel solunum, beden hücrelerinin oksijenden mahrum olduğu ve akciğerlerin solunum sırasında ortaya çıkan toksinlerden arındırılamadığı anlamına gelir. Böyle bir solunum sürecinde diyafram hareketsiz kaldığından böbrekler, bağırsaklar ve tüm vücut sistemi pasifleşir ve kalp gerilir. Daha önce de belirttiğimiz gibi, yanlış nefes sinir sistemini ve kalbi olumsuz yönde etkilemektedir. Bu da bir çok hastalığı beraberinde getirir.
Doğru Nefes
Nefesin en önemli kuralı, burundan alınmasıdır. Bedendeki her organın kendine has fonksiyonları vardır. Burun nefes, ağız ise yemek için kullanılmalıdır. Burun delikleri havayı süzmekte, temizlemekte, nemlendirmekte ve havanın derecesini ayarlamaktadır. Burun deliklerinde ayrıca göğüs genişlemesine yardım eden sinir uçları bulunmaktadır. Diğer yandan bioenerji kanalları burun deliklerinden başladığı için burunla alınan nefes bu kanalları Prana (kozmik enerji/yaşam enerjisi) ile doldurmakta ve bu Prana vücudun her yerine yayılarak tüm bedeni canlandırmaktadır.
Akciğerleri tam kapasitesiyle çalıştırmak için birey KARIN, GÖĞÜS ve OMUZ nefeslerini uygulamalıdır. Böylece akciğerlerin alt, orta ve üst kısımları iyice çalıştırılmış olur.
Karın nefesinde nefes alırken karın şişirilir, diyafram indirilir ve hava aşağı çekilir. Böylece akciğerlerin en alt bölümü hava ile dolar. Nefes verirken, karın içeri çekilir, diyafram kalkar ve akciğerlerin en alt bölümündeki hava tamamen boşaltılır. Karın nefesinde, diyaframın inip kalkması mide arkasındaki sinir ağları üzerinde masaj etkisi yaratarak sempatik sinirlerin gevşemesini sağlar. Diyaframın (Yoga’da “ikinci kalp” olarak adlandırılır) bu hareketi kalbin çalışmasına mekanik bir yardımda bulunmuş olur.
Göğüs nefesinde nefes alınarak akciğerlerin orta bölümü hava ile doldurulur ve göğüs kafesi şişirilir. Nefes verirken ise, göğüs kafesi iner ve akciğerlerin orta bölümündeki hava tamamen boşaltılır. Göğüs nefesi, göğsü genişletir ve göğüs kafesindeki ahenkli çekme-boşaltma ile kalbin kan pompalamasına yardımcı olur.
Omuz nefesinde nefes alırken akciğerlerin üst bölümü dolar ve omuzlar kalkar. Nefes verirken omuzlar iner ve akciğerlerin üst bölümündeki hava boşaltılır. Omuz nefesi, akciğerlerin üst kısmını aktif biçimde çalıştırarak orada toplanmış toksinlerin atılmasına yardım eder.
Tam nefes egzersizi karın, göğüs ve omuz nefeslerinin sırasıyla uygulanmasıdır. Tam nefes alırken önce karın şişirilmeli, diyafram aşağıya hareket etmeli ve akciğerlerin alt bölümü havayla doldurulmalı; daha sonra göğüs genişletilmeli ve akciğerlerin orta bölümü havayla doldurulmalı; son olarak da omuzlar kaldırılarak akciğerlerin üst bölümü havayla doldurulmalıdır. Böylece akciğerler tam olarak havayla doldurulur. Nefes verirken önce karın içeri çekilir, diyafram yukarı hareket eder ve alt bölüm boşaltılır; daha sonra göğüs kafesi iner ve orta bölüm boşaltılır; son olarak da omuzlar iner ve üst bölüm boşaltılır. Egzersiz ritmik olarak uygulanmalıdır; bu, bedeni doğal bioritmine kavuşturur. Bu nefes biçimi diyaframı harekete geçirdiği için derin, sağlıklı ve doğru nefestir. Diyafram hareketleri böbrek ve bağırsakları da etkileyerek onların daha etkin biçimde çalışmasını sağlar. Böylece tüm vücut sistemi aktifleşir ve kalp rahatlar.
Nefes ve Bioenerji
Yoga’da nefes ve bioenerji egzersizlerine Pranayama adı verilir. Prana sözcüğü, “kozmik enerji” veya “yaşam enerjisi” anlamına gelmektedir; “nefes”, “solunum”, “canlılık”, “rüzgar” veya “güç” anlamında da kullanılır. “Kozmik enerji” olarak adlandırılmasının nedeni bu enerjinin uzayın her yerinde bulunan çok ince bir enerji türü olması, “yaşam enerjisi” denilmesinin nedeni de vücudun yaşamı ve fonksiyonlarının bu enerjinin faaliyetine bağlı olmasıdır. Prana’ya modern terminolojide “bioenerji” adı verilmektedir. Ayama sözcüğü ise “kontrol”, “uzatmak”, “yaymak”, “genişletmek” anlamlarını taşımaktadır.
İnsan vücudunda 108 esas kanal (Nadi) mevcuttur. Direk yol anlamına gelen Şuşumna Nadi merkez enerji kanalıdır; kafanın tepesinden başlayıp omurgadan geçerek kuyruksokumunda son bulur. Şuşumna Nadi’nin solundan İda Nadi, sağından ise Pingala Nadi adında ikincil kanallar geçmektedir. Pingala Nadi kanalı sağ, İda Nadi kanalı ise sol burun deliğinden başlayarak kuyruksokumuna kadar iner. İnsan bedeni kendiliğinden küçücük bir evrendir. Güneş ve Ay enerjisi insan bedeninde kullanılmaktadır. Güneş enerjisi Pingala Nadi kanalından, Ay enerjisi de İda Nadi kanalından akmaktadır. Bu iki kanalın arasından da Şuşumna Nadi –ateş kanalı- geçer. Kozmik enerji nefes alırken hava ile birlikte vücuda girmektedir. İnsan nefes aldıkça akciğerlerini hava ile, bioenerji kanallarını ise kozmik enerji ile doldurmaktadır. Kozmik enerji vücuda yerleştikçe “yaşam enerjisi” olarak adlandırılır ve vücutta hareket ederek vücudun farklı bölümlerine fayda sağlayan enerji akımlarına bölünür.
Yanlış nefes, beslenme, düşünce ve eylem alışkanlıkları zamanla vücuttaki bioenerji kanallarının tıkanmasına yol açmaktadır. Böylece insan, nefes alırken içine çektiği Prana’nın yalnız küçük bir kısmını kullanmakta ve kalan büyük kısmını kullanmadan nefes verirken dışarı atmaktadır. Bu, bedendeki bioenerji aktivitesinin düşmesine, vücudu kaplayan bioenerji alanı Aura’nın küçülmesine ve gücünü kaybetmesine sebep olur; organların güçsüz düşmesine ve hastalıklara çabuk yakalanmasına yol açar. Aura, vücudun enerji kalkanıdır ve bu kalkan küçülüp güçsüz düştükçe insan, her türlü negatif enerjinin etkisine maruz kalır. Bioenerji kanalları tamamen tıkanınca vücut felç olur. Doğru ve bilinçli nefes egzersizleri, tıkanmış bioenerji kanallarının açılmasını ve tam kapasitede çalışmaya başlamasını sağlar. Egzersizler, bioenerji akımlarını düzenler, vücudu kaplayan Aura’yı güçlendirip genişletir ve vücuttaki Çakra’ları (bioenerji merkezleri) aktifleştirir.
Pranayama uygulamasıyla birey kişisel nefesi evrensel nefesle uyumlandırır. Kişisel nefes evrensel nefesle uyum haline geldikçe bilinç genişler, birey evrene açılır ve evreni hisseder. Kendinin evrenin bir parçası olduğunu algılar ve evrensel gücü duyumlamaya başlar; bedende kilitlenmiş egoist yandan kurtularak evrensel özgürlüğe kavuşur.
Alintidir
Doğru nefes almak
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi...
İyi de, nefes almayı biliyor muyuz?
Şüphesiz nefes alıp verme sağlıklı insanlar için çok kolay bir iş. Çoğu zaman "Nasıl nefes alıp vermeliyiz?" konusunda durup konuşmayız, çünkü nefes alıp verme her zaman yaptığımız bir aktivitedir. Ne var ki, bizim hayatta kalmamızı sağlayan en önemli olay solunumdur. Biz, uyumadan, yemek yemeden, ya da su içmeden günlerce yaşayabiliriz ama, nefes almadan bir kaç dakika bile hayatta kalmayız. Bu yüzden belki üzerinde konuşmamız gereken en önemli konulardan biri doğru nefes alıp vermeyi öğrenmektir.
Doğru nefes alıp vermenin önemini daha iyi anlamak için ilk önce yetersiz ve düzensiz nefes alıp vermenin zararlarına bir göz atmak gerekir. Organlarımıza oksijen taşınmasına yardımcı olan kalbimiz bu gibi bir durumda sıkıntıya düşen ilk organımız olabilir; yani kalp krizi geçirme olasılığımız artacaktır. Ayrıca kan basıncının yükselmesi, kanser, ani sancılar, zatürree, astım, konuşma problemleri, stresle başa çıkamama, düzensiz nefes alıp vermenin yol açabilecek ama bizim pek ender düşündüğümüz sorunlardır.
Diğer yandan doğru ve kontrollü nefes alıp vermemizin bir çok faydası vardır. Örneğin kalbin ritminin düzelmesiyle kan basıncının düşmesi, kan dolaşımının hızlanması, sindirimin kolaylaşması, stresle daha kolay başa çıkabilme, anti-depresan ilaçlara bağımlılığı ve uyku düzensizliğini ortadan kaldırma bunlardan bir kaçıdır.
Peki Nasıl?
Bu faydaları düşününce günlük yaşamamızda "Nasıl doğru nefes alıp vermeliyiz?" sorusunu cevaplamak gerekir. Doğru nefes alma Dünya Sağlık Örgütü'nün standartlarına göre:
* Ciğerleri dakikada 4 ile 6 litre arasında hava ile doldurmak.
* Nefes alıp verirken göğüs yerine diyaframı hareket ettirmek: Çünkü diyaframın kullanılması daha ağır ve her seferinde daha fazla hava teneffüs etmemizi sağlar. Ayrıca diyaframın hareket etmesi karın bölgesindeki organlara masaj etkisi yaparak göğüs ve karın boşluğundaki basınç farklılığını ortadan kaldırır. Mide ve safra kesesinin yukarı hareketini engelleyerek, reflüyü (mide suyunun yemek borusuna ve daha yukarlara çıkması) ve çeşitli safra kesesi hastalıklarına iyi gelmektedir.
* Solunumu ağız yerine burundan yapmak. (Ağızdan nefes almak nazal bölgede ve bronşlarda istenmeyen mukozalı salgılara yol açabilir.)
Doğru nefes alıp veremeyen insanlar karbondioksite daha duyarlıdır; karbondioksitli ortamlarda daha sık ve kısa nefes alıp verirler. Düzenli solunum yapan insanlarda karbondioksitli ortamlarda, heyecan ve stres sırasında, daha normal tepkiler verirler, kırmızı kan hücreleri oksijeni organlara daha kolay taşır.
Ara sıra yapılan nefes egzersizi de doğru nefes alıp vermemize yardımcı olacaktır. Basit, fakat faydalı bir nefes egzersizinin adımları şöyledir:
1. Burnunuzdan yavaş bir şekilde ama alabildiğinizce çok nefes alın.
2. Sonra yine yavaş bir şekilde ağzınızdan verin.
3. (1) ve (2)'yi bir kere daha tekrarlayın.
4. Şimdi de burnunuzdan nefes almaya başlarken ağır ağır dörde kadar sayın.
5. Nefesi vermeye başlarken de altıya kadar sayın.
6. Nefes vermeyi, nefes almaktan daha yavaş yaptığınızdan emin olun.
7. Nefes verirken kaslarınızın rahatladığını ve gevşediğini hissedin.
8. Bu nefes egzersizini gerildiğiniz veya bunaldığınız herhangi bir yerde ve zamanda yapabilirsiniz.
9. Günde en az 40 kere derin nefes alıp verin.
Eğer sigarayı yakın bir zamanda bırakmışsanız, derin nefes alıp vermek oksijen alım miktarını yükselterek sigaranın zararlı etkilerini kısa zamanda azaltacaktır.