Bio-Enerji İngilizce bir kelime.Türkçesi “yaşama dönük sağlık ve canlılık akımı”dır. Kozmik bir enerjidir. Bilimsel bir konudur.
İnsandaki ve canlılardaki bioenerjik hayat akımı ve enerji bedenleri artık bilimsel olarak özel termal kameralarla ve kirlian fotografçılığı ile çekilebilmekte ve ölçülebilmektedir.
Bioenerji, frekanslar ve enerjetik dalgalar halinde devamlı olarak dalgalar halinde kainata akan bir hayat akımıdır. Kainatın ve onun içinde yer alan tüm unsurların hayat hareketlerine devam etmesi buna bağlıdır. Bir atomun elektronlarının çekirdek etrafındaki yörüngelerinde hareketleri de buna bağlıdır.
Enerji uygulaması bütün kapalı ve tıkalı damarları açmayı sağlayan ve çaresi bulunamayan rahatsızlıkları bile iyileştiren içsel enerjidir. Enerji şifası insan vücudunda bulunan tüm hücreleri canlandırarak daha aktif bir duruma gelmesi için yapılan bir uygulama olmakla beraber insanı ruhsal ve fiziksel olarak güçlendirmektedir.
Bio Enerji uygulaması ile mevcud rahatsızlıklar giderilebilir. Üstelik oluşabilecek rahatsızlıklardan korunma sağlanabilmektedir.
Daha sağlıklı, daha huzurlu ve dengeli bir hayat için bioenerji tıbbının önemi büyüktür.
Hastalık ve şifa ruhun yolculuğunda ara istasyonlardır. Bununla beraber ruh, anlaşılması kolay bir kavram değildir ve geleneksel tıp, ruhla ilgili konuları kendi anlayışına sokmaya bile güçlükle yanaşmaktadır.
Ruh, varlığımızın en süptil enerjilerinin kaynağıdır. Yine de, bu süptil enerji, hücrelerimizden benlik anlayışımıza kadar hakkımızda her şeye form verir. Eğer ruh, genelde tanımlandığı gibi, her yana yayılmış, zeki yaratılış enerjisi ise, can da onun kişisel düzeydeki tezahürüdür. Ruh ve can, varoluşumuzun kavranılamaz, canlı sırlarıdır. Bununla beraber onları derin düşünme, şifa veya mistik deneyim yollarıyla doğrudan deneyimleyebiliriz.
Einstein, bilgelerin binlerce yıldır öğrettiklerini fizikle gösterdi: Maddi dünyamızdaki her şey – canlı ya da cansız – enerjiden meydana gelmiştir ve her şey enerji yayar... Ve sözlerini şöyle bitirdi : Evrenin sürekli gelişen, dinamik doğası ancak başka bir boyuttaki daha üstün bir rehber zekanın çalışması olarak anlaşılabilir.
Güneşten ve Dünyadan gelen enerjiler bedeninizdeki bütün hücrelere nüfuz eder ve bunlar enerji bedeninizi şekillendirirler. Bunun ardından enerji bedeniniz de başlı başına, kendi kendini düzenleyen bir evren, bedeniniz ve çevreniz üstünde etki yapabilecek bir güç haline gelir. Enerji bedeniniz, sürekli olarak etrafındaki enerjilerle karşılıklı etkileşim halindedir ve sizi ısıtmak için, serinletmek için, aktifleştirmek için, sakinleştirmek için, bir yenileme ve canlandırma döngüsü kurmak için enerjilerini hareket halinde tutar. Bu mükemmel simyada, enerjiler inşa olunur, depolanır, harcanır, dönüştürülür, uyumlandırılır ve dengelenir.
Enerji hekimliğinde de denge çok önemli bir kavramdır. Tüm sistemler enerjisel bir dengeye, içsel bir stabilite haline ve diğer enerjilerle uyum haline doğru hareket ederler. Aynı zamanda, harcanan her bir çaba ve çevreyle olan her etkileşim bu dengeyi bozacaktır. Bizler her zaman dengeye doğru hareket etmekle birlikte yaşarken ve büyürken onu sürekli bozarız.
Bedeninizin enerji sistemlerinden biri kronik olarak dengesini yitirdiğinde ya da birkaç sistem birbiriyle uyumlu çalışamaz hale geldiğinde bedeninizin işleyişi de bozulacaktır. Enerji bedeniniz her zaman, dengesini yenilemek için kendisine uygun olan enerjileri kendisine çekmektedir. Bedenimizin onu en iyi şekilde besleyen ve koruyan enerjisel dengelerini muhafaza etme konusunda belki de tüm geçmişinde ilk defa bu kadar zorlanmasının nedeni, son derece çeşitli psikolojik stresler yaşamamız, kirli hava solumamız, işlenmiş yiyecekler yememiz ve yapay elektromanyetik enerjiyle kuşatılmamız gibi modern hayatın bazı gerçekleri olabilmektedir.
SÜPTİL ENERJİLERİ ÖLÇMEK
Son yıllarda bilim adamları süptil enerji terimini, önceden tanımlanmamış olan ama çevrede ve bedende mevcut olup zeki olduğu da belli olan güçleri tanımlamak için kullanmaya başladılar. Dua edilen kişiye şifa ileten bir güç olan dua ve bir hastanın semptomlarını geçiren bir güç ileten bir şifacının elleri, aslında “süptil enerji” iletmekten başka bir şey yapmaz.
Elektromanyetik spektrumun dışında varolduğuna inanılan süptil enerjiler, yakın zamana kadar en duyarlı bilimsel araçları bile atlatan bir alanda iş görürler. Şimdiyse, en azından süptil enerjilerin daha yoğun elektromanyetik karşılığına hassas olan cihazlar mevcuttur. Örneğin ellere ve ayaklara bağlanan elektrotlar, her bir meridyenden ve onun beslediği iç organdan geçen enerji akışını ölçebilmektedir. İyon akışında veya çakralardan yayılan ışıklarda ölçülen değişiklikler, meditasyondan, akupunkturdan, ve enerji ile şifa tedavilerinden sonra meydana gelen enerjisel değişimlere tekabül ederler. Böyle cihazla hastalıkları bile önceden tahmin edebilirler. Örneğin, meridyen aktivitesindeki değişimler, saatler, günler ve bazen haftalar sonra meydana gelecek olan fiziksel değişimleri bile tahmin etmektedirler.
Bunların yanında düşünce de süptil enerji yayar. William Tiller ve meslektaşları Stanford Üniversitesi’nde elektron aktivitesini kaydeden bir gaz boşaltma jeneratörü ürettiler ve yalnızca zihinsel odaklanmayla insanların jeneratördeki elektron aktivitesini artırabildiğini gördüler. Princeton Üniversitesi Mühendislik Fak. kökenli olan bağımsız çalışmalar da düşüncelerin süptil enerjileri etkilediğini öne sürmektedir. Süptil enerjiler düşüncelerden ve niyetlerden etkilenir ve mekana bağlı değildirler.
Bilinçlilik elektromanyetik alanların saklı alanıyla etkileşir ve onu etkiler. Dr. Valerie Hunt insan enerji alanının uyarılara beyinden önce tepki verdiğini bulmuştur.
Bedeniniz son derece karmaşık, mükemmel bir biçimde eşgüdümlenmiş ve eşi benzeri olmayan çağıldayan bir enerji sistemleri kaynağıdır. Kendine özgü bir enerji taşıyan yalnızca insanlar değildir; her hücre, her organ ve bedenin her sistemi de kendine özgü bir enerjiye sahiptir.
Hastalık, fiziksel semptomlar olarak tezahür etmeden önce enerjilerinizde ortaya çıkar.
Enerji bedeniniz fiziksel bedeninizin süptil bir suretidir ve maruz kaldığı çeşitli etkilere yanıt verme kapasitesi fiziksel bedeninizden daha yüksektir. Enerji beden fiziksel bedenin sağlığının bir kopyasını taşıdığı için enerji hekimliğinin odak noktasıdır. Enerji bedeninizi etkileyen tedaviler, tüm sisteminizde yankılanır.
Etrafımızdaki enerjiler içimizdeki enerjileri de etkiler.
İnsanların enerjilerinin başkalarına olan etkisi üzerinde bilimsel çalışmalar yapıldı. Bir insanın kalbinin ürettiği enerji, deriye bağlanan elektrotlar aracılığı ile bir elektrokardiyogram ile ölçüldüğünde görüldüğü gibi, bir başkasının kalp aktivitesi ve beyin dalgaları üzerinde etki sahibidir. İki insan fiziksel temas halindeyken etki en güçlü seviyesine varır ama insanlar birbirlerinden bir metre uzakta dururken etki yine görülebilir.
Etrafınızdaki enerjiler size yardımcı olabileceği gibi zarar da verebilir. Buna kanıt olarak hayvanların bulunduğu bir atmosferde şifanın daha kolay yapılması verilebilir. Diğer yandan yüksek yoğunluklu elektromanyetik alanlara fazla maruz kalmak Alzheimer hastalığında, depresyon, intihar, lösemi hastalıklarında ve kan, beyin, kolon, prostat, sinir sistemi, lenf sistemi, akciğer ve göğüs kanserlerinde artışa neden olmaktadır.
Enerjileriniz ritmik ve berrak olduğu zaman sağlığınızı desteklerler. Bir kişinin elektrokardiyogramındaki dalga modelleri ne kadar tutarlıysa sinir, hormon ve bağışıklık sisteminin fonksiyonları da o kadar verimlidir. Bir pilot çalışmada tutarlı bir elektrokardiyogram sinyali, büyüme hızı yavaşlatılmış olan kültür ortamındaki kanser hücreleriyle ve daha hızlı büyüme hızına sahip olan sağlıklı hücrelerle uyumlandırılmıştı. Şifa seansları sırasında şifacının ve hastanın beyin dalgaları da bir tutarlılık ve senkronizasyon durumuna girerek, tek bir enerji alanına dönüşür. Bu birlik halinin hastanın kanındaki hemoglobin seviyesini artırdığı, ağrının şiddetini azalttığı, endişe oranını düşürdüğü ve yaraları daha hızlı iyileştirdiği görülmüştür.
Öncelikle, insan enerji anatomisi kavramını anlamak önemlidir. Onun varlığı fiziğin elektromanyetik yasalarıyla anlaşılabilir. Fiziksel anatominin bir çok sistemden – kas, iskelet ve endokrin vs. – oluşması gibi, enerji anatomisinin de bir çok sistemden oluştuğunu şimdi biliyoruz. Bunlardan biri çakra sistemidir, eski spiritüel ve metafiziksel bilgilerden iyi tanınır. Zihinsel, eterik ve duygusal bedenler ayrıca insan enerji anatomisindeki sistemlerdir, çoğu modern spiritüel düşünürler tarafından dökümante edilmiştir.
Domancic Bioenerji Terapisi Metodu, dünyanın önde gelen bioenerji şifacısı Zdenko Domancic'in 35 yıl önce yarattığı bir yöntemdir. Zdenko Domancic, bioenerji ile ilgili araştırmaları sırasında dünyayı dolaşmıştır. Eski Sovyetler Birliği’nde bazı enstitülerin bilimsel araştırmalarına katılmış, bioenerjinin yaşayan organizmaların biyolojik alanları ve sağlıkları üzerindeki etkisini test etmiştir. Onun yıllardır batı medyasından sakladığı bu metodun, Slovenya’da bulunan ve türünde dünyanın en büyük kliniği olan Domancic Bioenerji Kliniği’nde, bir milyondan fazla kişinin iyileşmesine büyük bir başarıyla yardım ettiği klinik dokümanlarla ispatlanmış ve metot bir fenomen haline gelmiştir.
*ioenerji şifalanma süreci nasıl gerçekleşir?
Terapi tamamıyla enerji bedenin ideal duruma – dengeye – getirilmesi üzerine çalışır. Enerji bedenimiz, fiziksel bedenimizde patolojik rahatsızlıklar kendini göstermeden çok önce işaretler verir. Auramız olarak bildiğimiz “erken uyarı sistemimiz”, her türlü hastalığın bilgisi olduğu kadar sağlık bilgisini de içerir. Bedenimizdeki enerji dengeli ve fiziksel bedenimizi eşit olarak çevreliyor ise sağlıklıyızdır. Ancak düzensiz/dengesiz şekilde çevrelerse hastalığı hissetmeye başlarız. Terapist tarafından enerji bedeninin dengelenmesi basit bir fizik kuralı temelinde gerçekleşir: “yüksek potansiyel düşük olanı etkiler”. Terapist kendi enerjisini kullanmaz, dışarıdan akan enerjiye kanal olur. Enerji, bedenin kendisini iyileştirmesi için gerekli bilgiyi içerir. Ya da başka bir deyişle; enerji, ihtiyaç olan bölgeye transfer edilir ya da fazla olan enerji olduğu yerden uzaklaştırılır. Bu şekilde terapist, bioenerjide var olan araçları vücuda sağlayarak, bağışıklık sisteminin gerektiği şekilde fonksiyon etmesini sağlar ve vücut kendi kendini iyileştirmeye başlar.
*Domancic Bioenergy Methodu nasıl çalışır?
Domancic Metodu bağışıklık sistemini uyaran 7 temel teknikten oluşur. Bu teknikler, ilgili rahatsızlığa göre belirlenmiş protokoller şeklinde katılımcılara uygulanırlar.
Uygulamanın aşamaları:
Vücudun etrafını saran elektromanyetic alanının dengelenmesi Zihinsel ifadenin tedavi amacıyla yöneltilmesi Evrensel yaşam gücünü dengelemesi (almak ve vermek) şeklindedir.Bioenerji uzmanı Mehmet yaslan Yatağan, Mehmet yaslan Bioenerji, Yatağan mehmet yaslan, Bio enerji uzmanı mehmet Yaslan, BİYOENERJİ UZMANI MEHMET YASLAN MUĞLA YATAĞAN, MEHMET YASLAN BİOENERJİ YATAĞAN
*Enerji bedeni nedir?
Vücudumuz enerjiden oluşur. Radyasyonu çeker ve yöneltir. Bizim bütün fiziksel ve zihinsel hareketlerimiz için enerji gücüne ihtiyacımız vardır. Vücuttaki kan, diğer enzimler, gazlar ve elektriğin dolaşımı da bir enerji aktarımıdır.
*Bioenerji terapisi neden grup halinde yapılır?
Grup ile enerji potansiyeli otomatik olarak çoğalır. Şifacı, ışığı tek bir noktaya toplayan bir mercek gibidir. Grup terapisi sırasında gelişimi gözlemlemek çok daha kolaydır. Tecrübeleri paylaşmak da grupta daha kolay olmaktadır.